1980 İstanbul doğumlu Gözde Akpınar, ailesinin tek çocuğudur. Babası Filli Boya’nın kurucusu Celal Akpınar‘dır. İstanbul’da Saint Joseph Lisesinden mezun olduktan sonra üniversite eğitimini İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme-İktisat Bölümü’nde tamamladı. Eşzamanlı olarak, Bilgi Üniversitesi’nin sunduğu bir imkânla aynı bölümü İngiltere‘de Portsmouth Üniversitesi‘nde de tamamladı.
Gözde Akpınar, 2003 yılında Betek Boya ve Kimya Sanayi’nde çalışmaya başladı ve babasının 2005 yılındaki vefatına kadar birlikte 1,5 yıl çalışma imkânı buldu. Babası Celal Akpınar 2005 yılında kanser yüzünden vefat ettiğinde 25 yaşında olan Gözde Akpınar, şirketin yönetimini hemen devralmadı. Şubat 2008’de ilk kez Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı.
Gözde Akpınar, şirketin başına geçtiği günden bu yana sosyal sorumluluk projelerine ağırlık verdi. 2015 yılında Filli Boya Bilim Kampı projesini hayata geçirdi. 2016 yılında ise Filli Kadın Ustalar adlı proje ile kadınların erkek işi olarak görülen boya sektöründe yer almaları için farklı şehirlerde boyacılık kursları düzenledi.
Gözde Akpınar babasının kendisine vasiyet niteliğindeki bir sözü üzerinden şirketini idare ediyor. Gözde Akpınar, ‘Babam ‘Kaç kişi çalıştırıyorsan, o kadar insan akşam çorbasını içiyorsa yüzün gülsün. Eğer o kadar insan çorba içemiyorsa sen de aç kal‘ derdi.
Babası Celal Akpınar 1988 yılında ortaklarıyla Betek Boya ve Kimya Sanayi A.Ş.’yi kurdu. 1993 yılında inşaat boyaları alanına, Avrupa’nın en büyük boya markası Caparol ile teknolojik işbirliği yaparak adım attı. 1995 yılında sıfırdan yarattığı Filli Boya markasını sektörde ön sıralara yükseltip, Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu sıralamasına soktu.
Doğal yaşamın korunması ve sahipsiz hayvanlara yönelik desteğini Haçiko ve Haytap dernekleriyle sürdüren Gözde Akpınar, psikoloji, sinema ve resimle ilgileniyor ve iyi bir okur. Ayrıca lego, doğal yaşam fotoğrafçılığı ve seyahat etmek ilgi alanlarıdır. Gözde Akpınar’ın Hüseyin Sezgin ile olan evliliğinden bir kız çocuğu vardır.
Özgecan Aslan vahşice katledildiğinde, 30 televizyon kanalının reklam kuşaklarını eşzamanlı olarak satın aldı, yarım dakika boyunca simsiyah karartı. Ne logo vardı, ne marka… Zifiri karanlıkta sadece “Özgecan için” yazıyordu. Ticari kaygıyla değil, toplumsal bilinci arttırmak için yapılmıştı. Tokat gibi çarptı. Kadına yönelik şiddette böylesine etkili bir reklam tarihte görülmedi.
Şiddet mağduru 12 kadının hayat hikayesinin anlatıldığı “Ölümcül Yaralı” isimli uluslararası farkındalık projesine İstanbul’da ev sahipliği yaptı. Tübitak ve Boğaziçi Üniversitesi‘yle birlikte yoksul kız çocuklarımız için Bilim Kampı düzenledi.
Filli Boya’nın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel hazırlanan “Anca Beraber Kanca Beraber” isimli reklamında Atatürk vurgusu ve “Burası Türkiye. Özgürüz biz. Özgür insanlarız” söylemi dikkat çekti.
